Askeri Dehasına Hayran Kalacaksınız: Sanatçılığıyla Yakından Tanıdığımız Fakat Özel Hayatını Pek Bilmediğimiz Michelangelo Hakkında 7 Gerçek
8 mins read

Askeri Dehasına Hayran Kalacaksınız: Sanatçılığıyla Yakından Tanıdığımız Fakat Özel Hayatını Pek Bilmediğimiz Michelangelo Hakkında 7 Gerçek

Herhangi bir sanat eğitimi veya dersi almamış, konuyla ilgisi olmayan biri bile Michelangelo’nun en az iki eserini tanıyordur, bir yerlerde mutlaka denk gelmiştir. Üstünden hemen hemen 500 yıl geçmiş bu eserler gerçekten çok değerli. Evet, onu sanatçılığıyla tanıyoruz ve takdir ediyoruz fakat hayatının gizemlerini ve hakkındaki ilginç bilgileri ne kadar biliyoruz?

Mesela Michelangelo hiç evlenmiş miydi? Sistine Şapeli’nde yaratacağı eserlerde Michelangelo’nun görevlendirilmesindeki asıl sinsi amaç neydi? Tüm şiirlerini yazdığı gizemli kadın kimdi? İşte büyük usta Michelangelo hakkındaki bilgiler ve sizi çok şaşırtacak gerçekler.

Mermerleri şekillendirdiği gibi sanatı da şekillendiren Michelangelo hakkındaki ilginç bilgiler ve gerçekler:

  • Hiç evlenmedi fakat hayatı boyunca yazdığı şiirlerin tümü, tek bir kadınaydı.
  • Kendi yarattığı bir sanat eserini dolandırıcılık yoluyla sattı.
  • Askerî savunma mimarisine yardımcı oldu.
  • Michelangelo’nun en ünlü eserleri Sistine Şapeli’nde yer alıyor fakat en başında şapelde görevlendirilmesindeki sebep onun kariyerine son vermekti.
  • Dönemin bir diğer büyük ustası Leonardo da Vinci ile aralarında büyük bir antipati vardı.
  • Sistine Şapeli’ne kendi otoportresini de çizdi.
  • En ünlü heykeli “Davut”; kullanışsız olduğu gerekçesiyle atılmış, eski püskü bir mermerden yapıldı.

Hiç evlenmedi fakat hayatı boyunca yazdığı şiirlerin tümü, tek bir kadınaydı.

Hayattayken biyografisi yayımlanan ilk sanatçı olan Michelangelo’nun yaşamı hakkında birçok bilgiye sahibiz fakat aşk hayatı bunlardan biri değil. Usta bir şairin, o şiirleri birine yazmasını beklersiniz elbette. Evet, Michelangelo da hayatı boyunca şiirlerini tek bir kişiye yazdı fakat bu kişi eşi değildi, zaten hiç evlenmemişti.

Vittoria Colonna adlı sevdiği, ona hayatı boyunca dost olmuştu. Sanatçının ilham perisiydi bir nevi. Colonna da Michelangelo gibi şairdi. Dönemin din adamları dışındaki tek kadın şairdi hatta. Michelangelo’nun fikirlerini etkilemişti, eserlerinde yardımcı olmuştu ve sırdaşlığını yapmıştı. Colonna ölene kadar bu arkadaşlık devam etmişti.

Kendi yarattığı bir sanat eserini dolandırıcılık yoluyla sattı.

Michelangelo kariyerinin henüz ilk günlerindeyken Yunan tarzı bir aşk tanrısı heykeli yaptı. Lorenzo de’Medici (Muhteşem Lorenzo), heykeli görünce aklına sinsice bir fikir geldi ve Michelangelo’ya heykeli kumun altına gömüp uzun zamandır kumun altındaymış gibi bir izlenim yaratmasını söyledi. Böylece eser, antika değeri taşıyacaktı.

Sanatçı bunu yaparsa yapıtının satış değerini ciddi derecede artıracaktı. Nitekim yaptı da. Heykel, Kardinal Raffaele Riario tarafından satın alındı. Eserin yeni sahibi onu, yakın zamanda keşfedilen arkeolojik bir harika sanıyordu ancak bir süre sonra gerçeği öğrenmişti. İlk olarak eserin parasını geri almayı düşündü fakat bir yandan eserden de çok etkilenmişti. Riario, Michelangelo’yu Roma’ya davet etti ve “Pieta” adlı eser, orada tekrar yaratıldı.

Michelangelo hakkındaki bilgilerden en ilginci de askerî savunma mimarisine yardımcı olması.

14. ve 17. yüzyıllar arasında Floransa’da yaşamış en güçlü aile Medici Hanesi, 1527 yılında Floransa halkı tarafından kovuldu ve yerlerine cumhuriyetçi bir hükûmet getirildi. Michelangelo, daha önce Medici ailesinin tarafında görevlendirilmiş olsa da daha sonra cumhuriyetçilerin yanında yer aldı ve askerî savunma mimarisine yardım etti.

Gözetleme noktaları ve duvar tasarımları için kasabaları dolaşıp kendi gözlemlerini yaptı. Ortaya çıkardığı eskiz ve planlar; şehri, Auğustos 1530’daki kuşatmada yenik düşene kadar işgalci güçlerin 10 aylık saldırısından korumayı başardı.

Michelangelo’nun en ünlü eserleri Sistine Şapeli’nde yer alıyor fakat en başında şapelde görevlendirilmesindeki sebep onun kariyerine son vermekti.

Michelangelo, sanatın her dalında çok iyi olmasına rağmen döneminde onu öne çıkaran en önemli niteliği heykeltıraşlığıydı. Raphael gibi diğer ressamlar, onun yeteneklerini kıskanıyordu. Bunun için harekete geçmeye karar verdiler ve Papa II. Julius’u Michelangelo’yu şapeli boyaması adına görevlendirmesi için ikna ettiler.

Michelangelo başta teklifi geri çevirse de sonrasında kabul etti ve dört yıl boyunca şapeldeki resimleri yaptı. Ortaya çıkan resimler, onu günümüzde de en ünlü ressamların arasına sokan eserler oldu. “Adem’in Yaratılışı”, “İlk Günah ve Cennetten Kovuluş”, “Tufan”, “Havva’nın Yaratılışı”, “Nuh’un Sarhoşluğu”, “Nuh’un Kurbanı”, “Son Yargı”, “Adem’in Yaratılışı”, “Suların ve Karaların Ayrılması”, “Güneş’in, Ay’ın ve Bitkilerin Yaratılışı”, “Aydınlıkla Karanlığın Ayrılması” eserleri şapelin tavanında yer alıyor.

Dönemin bir diğer büyük ustası Leonardo da Vinci ile aralarında büyük bir antipati vardı.

İki büyük sanatçının biyografilerini yazan Vasari, Michelangelo ile Da Vinci arasında birbirlerine karşı yoğun bir antipati beslediklerini aktarmıştı. Sanata karşı birbirinden zıt görüşlere sahiplerdi ve bir araya geldikleri anlarda ciddi çatışmalar ortaya çıkıyordu.

Hatta bir gün, Dante’nin şiirinin anlaşılmayan bir pasajı hakkında Leonardo da Vinci’ye soru soruldu ve sanatçı, Michelangelo’yu küçümseyerek onun açıklamasını istedi. Michelangelo da bu tavra karşılık sinirlendi ve şu sözleri söyledi: “Bunu sen açıkla. Bronz bir atın tasarımını yapan ama onu yapmayı beceremeyen sen.”

Sistine Şapeli’ne kendi otoportresini de çizdi.

Sanatço hiçbir zaman gerçek bir otoportresini yapmadı veya eserlerini imzalamadı fakat heykellerinde ve resimlerinde, kendisinin stilize edilmiş versiyonlarını ekledi. Bunlardan biri de Sistine Şapeli’nde yer alan “Son Yargı (Kıyamet Günü)”. 

İsa’nın ikinci gelişini tasvir eden eserde, sanatçının hayal gücünü büyük oranda görebiliyoruz. Resimde Aziz Bartholomew tasvirindeki kişinin ve elinde tuttuğu insan derisi parçasının ise Michelangelo olduğuna inanılıyor. Şehitlerin öldürüldüğü iğrenç yöntemlere ve Bartholomew’un derisinin canlı canlı yüzülmesine gönderme yapıyor büyük usta Michelangelo.

En ünlü heykeli “Davut”; kullanışsız olduğu gerekçesiyle atılmış, eski püskü bir mermerden yapıldı.

Michelangelo’nun heykellerinde kullandığı mermerin kalitesi konusunda fazla titiz davrandığı söyleniyordu fakat “Davut”, ezberleri bozacaktı. Neredeyse kusursuz insan formunda yapılan heykel, başka bir heykeltıraşın kullanışsız olduğu gerekçesiyle bir köşeye attığı mermerle yapıldı. 

Hatta “Davut” ortaya çıkmadan önce, en az 40 sene, bir taş ocağında durmuştu bu mermer. Yani “Davut” şahseri; yıpranmış, kötü durumda bir mermerden bu hâle gelmişti. Michelangelo, usta sanatçılığını bir kez daha kanıtlamış oldu böylece.

İşte yarattığı inanılmaz heykel ve resimlerle tanıdığımız yetenekli sanatçı Michelangelo’nun hayatındaki bilgiler ve pek bilinmeyen gerçekler bu şekildeydi. Sanatçı kişiliğinin yanı sıra nasıl bir insan olduğuna dair de fikirlerimizin şekillenmesini sağladı tüm bu bilgiler. Sizin en şaşırdığınız hangisiydi ya da hangilerini daha önce duymuştunuz? Yorumlarınızı merakla bekliyoruz.

Kaynaklar: Artsy, Art in Context, Walks of Italy, Michelangelo.org

İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir