Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İngiltere temasları kapsamında ilk olarak Türk iş dünyası temsilcileriyle Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği rezidansında gerçekleştirilen programda buluştu. Burada bir konuşma yapan Yılmaz, dünyada ekonomik büyümenin ve ticaretin tarihsel ortalamaların altında gerçekleştiğini belirterek Türkiye’nin 2022 yılında yüzde 5.5 büyüdüğünü ifade etti. Türkiye’nin ilk 9 ayda yüzde 4.7 büyüme kaydettiğini belirten Yılmaz, “Orta Vadeli Programımızda (OVP) yüzde 4.4 hedefimiz var. Son çeyrekte 3.7’lik bir büyüme gelse dahi bu hedefi yakalayacağız” diye konuştu.
Yılmaz, “Türkiye ekonomisi ilk defa 1 trilyon eşiğini aşmış oluyor. Satın alma gücüne göre dünyada 11’inci büyük ekonomiyiz. Nominal olarak da Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre bu rakamlar gerçekleşirse 17’inci büyük ekonomi olarak 2023 yılını kapatmış olacağız” açıklamasını yaptı.
Fiyat istikrarı ve enflasyonla mücadeleye ilişkin açıklamalar da yapan Yılmaz, OVP’de enflasyonu aşağı çekmenin temel öncelik olacağının altını çizdi.
Ocak ayında yüksek olan enflasyonun geçici bir durum olduğunu ve yıl sonuna doğru daha farklı bir manzara ortaya çıkacağını ifade eden Yılmaz, baz etkisiyle yıl ortasında yüksek enflasyon seyrinin devam edeceğini ancak yıl sonunda yıllık bazda belirgin bir düşüş gerçekleşeceği tahminini de belirtti.Geçen yıl sonunda cari açığını 60 milyar dolar seviyesinden 45 milyar dolar seviyelerine kadar düştüğüne dikkat çeken Yılmaz, burada ihracat ve turizm gelirlerinin önemli etkisi olduğunu kaydetti.
“54 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE TURİZM GELİRİ, TOPLAMDA 100 MİLYAR DOLAR CİVARINDA BİR HİZMET GELİRİMİZ OLDU”
Yılmaz, turizmde jeopolitik risklere ve dünyadaki talep daralmasına rağmen Türkiye’nin iyi bir yıl geçirdiğinin altını çizerek, “54 milyar doların üzerinde turizm geliri, toplamda 100 milyar dolar civarında bir hizmet gelirimiz oldu. Biz mal ticaretinde açık veren bir ülkeyiz. Hizmet ticareti ise iyi gidiyor. Bu yıl da 60 milyon turist, 60 milyar dolar gelir hedefimiz var. Sadece turist sayısı artmıyor, turist başına gelirimiz de artıyor. Dolayısıyla turizm sektörümüzün katma değeri yükseliyor.” açıklamasını yaptı.
Yılın ikinci yarısında doğrudan yabancı yatırımlardan da Türkiye’nin payını alacağının altını çizen Yılmaz şu ifadeleri kullandı;
“İhracat yine bütün olumsuzluklara rağmen, Avrupa’daki duruma rağmen, 256 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bir miktar OVP’nin üzerinde gerçekleşmiş oldu. Bu sevindirici. Dolayısıyla dış ticaret açığımızda bir miktar daralma söz konusu. Ocak ayında da yüzde 3.6 ihracat artışı var. İthalatta ise yüzde 23 civarı bir azalış var. Dolayısıyla ticaret dengemizdeki iyileşme ilk aylarda da devam ediyor”
Yılmaz, OVP’de 2023 işsizlik oranının yüzde 10.1 olduğunu ancak Aralık 2023’te bunun yüzde 8,8 oranında gerçekleştiğini belirterek, “Bununla birlikte yıllık bazda tek haneli olacağı kesinleşti. Özellikle genç işsizliğinde dört puanlık bir düşüş var. Yıllık bazda bu da sevindirici. Kadınların işgücüne katılımda da, istihdam oranlarında da artışlar söz konusu.” değerlendirmesini yaptı.
Bankacılık sektörünün uluslararası standartlar ve kanuni gerekliliklerin oldukça üstünde olduğuna işaret eden Yılmaz, ülke risk primlerinde de ciddi bir düşüş olduğu ifadelerini kullandı. Geçen sene 700 civarında olan Türkiye’nin risk priminin 300’lere indiğini belirten Yılmaz, bunun kamunun ve şirketlerin uluslararası finansmana daha uygun koşullarda ulaşması bakımından çok önemli olduğuna dikkat çekti.
“TÜRK LİRASININ DAHA CAZİP HALE GETİRECEK BİR POLİTİKA İZLİYORUZ”
Merkezi idarenin yol haritasının üç ana ayağı bulunduğunu ifade eden Yılmaz, ilk ayağın para politikası olduğunu belirtti. Türk lirasının daha cazip hale getirecek bir politika izlendiğini söyleyen Yılmaz, ikinci ayağın ise maliye politikaları olduğunu belirtti. Para politikaları ve maliye politikalarının koordinasyonunun da etkili şekilde yapıldığına dikkati çeken Yılmaz, yol haritasının üçüncü ayağının yapısal reformlar olduğunu belirterek şunları ifade etti;
“İlk defa OVP’ye ek olarak yapısal reformları koyduk ve çeyreklik bazda bir takvim de koyduk. Para ve maliye politikalarımızı yapısal reformlarla takviye ediyoruz. Yapısal reformlar derken kamuda olsun ekonominin genelinde olsun verimliliği artırıcı, israfı önleyici, rekabet gücünü geliştirici değişimlerden bahsediyoruz. Bunların iki türlü etkisi var. Biri doğrudan etki. Bir reform yaptığınızda 2 ila 3 yıllık bir perspektifte somut bir takım sonuç görüyorsunuz. İkincisi ise beklentiler kanalıyla etki. Yapısal reform yapan ülkeler, gelecek perspektifini güçlendirirler ve yatırımcılar bu ülkelere daha fazla güven duyarlar. Bu ikinci etki hemen tesir eder”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü bir siyasi irade olarak bu programın arkasında durduğunu belirten Yılmaz, “Dünyanın en iyi planını, programını da hazırlasanız arkasında siyasi irade yoksa raflarda kalmaya mahkumdur. Bu programlarımıza sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü bir siyasi desteği var. Biz de bu destekle bütün çalışmaları sürdürüyoruz ve bunları da hayata geçireceğiz.” diye konuştu. AK Parti’nin göreve geldiği dönemde Türkiye’nin düşük orta gelir grubunda yer alan bir ülkeyken yüksek orta gelir grubuna yükseldiğini anımsatan Yılmaz, yüksek gelirli ülkeler sınıfına yükselme hedefinin de altını çizdi.
“KİŞİ BAŞINA DÜŞEN GELİRİN 15 BİN DOLAR OLMASI GEREKİYOR”
Bunun için kişi başına düşen gelirin 15 bin dolar olması gerektiğini söyleyen Yılmaz, “Programımızı kararlılıkla uyguladığımızda 2026’da 15 bin dolara ulaşabileceğimizi düşünüyoruz.” açıklamasını yaptı. Yılmaz, tüketim ağırlıklı bir büyüme yerine yatırım ve ihracat ağırlıklı bir büyüme sağlama hedefine işaret ederek, bu tür büyümenin daha kaliteli ve sağlıklı olacağını belirtti.
İhracatçı ve yatırımcıyı rahatlatmaya yönelik adımlara da değinen Yılmaz, “Vergi düzenimizde değişiklik yaptık. Kurumlar vergisini yüzde 25 olarak tayin ettik. Finans ve bankacılık sektörü için yüzde 30, ihracatçı firmalar için ise yüzde 20 olarak belirlendi. Dolayısıyla vergi sistemimizde de ihracatçı firmaları destekleyen bir yapı oluşturduk. Bir yandan Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) dediğimiz bir programı hayata geçirmeye çalışıyoruz. Teknolojik içeriği yüksek, cari açığı düşürücü etkisi olan projelere en az 1 milyar lira, on yıla kadar vadeli, düşük faizli krediler tahsis etmeye dönük bir program.” ifadelerini kullandı.Yılmaz, ihracat ve yatırıma dönük desteklerin artarak devam edeceğini de vurguladı.
İŞ İNSANLARI VE TOPLUM TEMSİLCİLERİYLE BİR ARAYA GELDİ
Yılmaz, Londra’daki temasları kapsamında İngiltere’de yaşayan Türk ve Kıbrıslı Türk toplum temsilcileriyle de bir araya geldi. Türk toplum temsilcileriyle Londra Yunus Emre Enstitüsünde gerçekleştirilen görüşmede Türkiye’nin Londra Başkonsolosu Bekir Utku Atahan da hazır bulundu.
Yılmaz, Kıbrıslı Türk toplum temsilcileriyle ise Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği Rezidansında bir araya geldi. Görüşmeye KKTC’nin Londra Temsilcisi Çimen Keskin de katıldı.