Sanatçılardan Filistin çağrısı: Herkes İsrail’e tepki göstermeli

Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) 37. kuruluş yıl dönümünü gala ve ödül töreniyle kutladı. İstanbul Grand Cevahir Otel’de düzenlenen törende “Başarı”, “En İyi Çıkış Yapan”, “Basın”, “Onur” ve “35. Yıl Özel” ödülleri sahiplerini buldu.

Yüzlerce sanatçının katıldığı gecenin sunuculuğunu Zafer Kiraz üstlendi.

Açılışta konuşan MESAM Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ergül, 6 Şubat depremi ve Gazze’de İsrail’in saldırıları olmasaydı galanın daha farklı bir formatta olacağını söyledi. MESAM üyelerinin birbirinden değerli ölümsüz eserlere şarkılara imza attığını vurgulayan Ergül, her birinin gönüllerde taht kurduğunu dile getirdi.

Recep Ergül, 37 yılda MESAM’a katkı sağlayan tüm yöneticilere emeklerinden dolayı teşekkür ederek “2 buçuk yıldır biz de üzerimize düşen görevi yerine getiriyoruz. Şu an da Avrupa standartlarında bir MESAM’a sahibiz. Üyelerimizin teveccühüyle yeniden seçilerek göreve, hizmette bulunmaya devam edeceğiz diye düşünüyorum” dedi.

MESAM binasının 2024’te hizmete geçeceğini dile getiren Ergül, “Sizler değişim ve reform dediniz, bu görevi bize verdiniz. İlk defa iki bin kişinin genel kurula katılması MESAM tarihinin en önemli olayıdır” ifadelerini kullandı.

ÇOK SAYIDA ÖDÜL, SAHİBİNE TAKDİM EDİLDİ

Galada Cumhuriyetin 100. Yılı Özel Ödülünü Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Ersoy adına, Telif Hakları Genel Müdür Yardımcısı Serhat Dalgıç aldı. Cumhuriyetin 100. Yılı Özel Atatürk Ödülü de ünlü sanatçı Sabahat Akkiraz’a verildi.

“Başarı” kategorisinde Toygar Işıklı, Aytekin Ataş, Mehmet Cem Tuncer, Bülent Ercüment Orkut, Ercan Tanrıverdi, Sagopa Kajmer, Korhan Nart, Burak Öksüzoğlu, Bilal Sonses, Burak Bulut ve Orhan Gencebay ödüle layık görülürken, Es Müzik, Pelikan Müzik, Kalan Müzik, Median Müzik ve Universal Müzik de ödüle değer bulundu.

“35. Yıl Özel” ödülleri Aydın Tekindor, Naim İlgün Soysev, Süleyman Erguner, Veli Akbulak, İsmail Birateş, Hakkı Bulut, Günay Cantürk, Ercan Irmak, Ali Eyüboğlu, Burhan Durucu, Hüseyin Erbay, Barbaros Erköse, Mustafa Güler, Suphi İdrisoğlu, Mithat Körler, Zekai Tunca, Mehmet Avni Özbek, İsmail Ceyhun Savaşan, Hasan Yılmaz Uzun, Hüseyin Erol Bingöl, Sami Derin Tuna, Mustafa Töngemen, Hüseyin Suavi Karaibrahimgil, Mürsel Sinan Uğursu, Ali İhsan Erdoğan, Yaşar Nesrin Aksoyer, Aydın Şengül, Fikret Ayyıldız, Mutlu Demir Torun, Yusuf Dündar Bütünley, Alaettin Pakyüz, Zehra Şeyda Temuçin, Mustafa Uysal ve Hasan Kara’ya verildi.

“Aşık Veysel Onur Ödülü”ne İhsan Öztürk, “Malatyalı Fahri Kayahan Onur Ödülü”ne Aziz Çelik, “Kazım Koyuncu Onur Ödülü”ne Gökhan Kırdar, “Ahmet Kaya Onur Ödülü”ne Mikail Aslan, “Aşık Veysel Onur Ödülü”ne İhsan Öztürk, “Özkan Uğur Onur Ödülü”ne Doğan Canku, “Erkin Koray Onur Ödülü”ne İskender Doğan, “Celal Güzelses Onur Ödülü”ne İzzet Altınmeşe, “Hasan Saltık Onur Ödülü”ne Hilmi Yarayıcı, “İlhan İrem Onur Ödülü”ne Bülent Ortaçgil, “İlham Gencer Onur Ödülü”ne İlhan Şeşen, “Müzeyyen Senar Onur Ödülü”ne Mustafa Keser ve “Cem Karaca Onur Ödülü”ne Metin-Kemal Kahraman, “Barış Manço Onur Ödülü”ne Ayhan Başkal, “Davut Sulari Onur Ödülü”ne Rıza Arslandoğan, “Ali Ekber Çiçek Onur Ödülü”ne Müslüm Sünbül ve “Pir Sultan Abdal Onur Ödülü”ne Musa Eroğlu layık görülürken MESAM Özel Ödülü ise Levend Kokuludağ’a verildi.

Telif Hakları konusunda yaptıkları haber ve yazılarla sanatçılara destek veren gazeteciler de unutulmadı. Ali Eyüboğlu, Nurcan Sabur, Yalçın Bayer, Ali Ulusoy, Cengiz Semercioğlu ve Doğan Şentürk’e de “Basın Ödülü” verildi.

Gecede ayrıca 6 şubat depreminde vefat edenler ile Gazze’de öldürülen sivillerin anısına bir video gösterisi yapıldı.

Törenden önce MESAM’ın Şişli’de satın aldığı ve 6 Şubat depreminden sonra yıkılıp yeniden yapılmasına karar verilen binanın sembolik temel atma töreni yapıldı.

MESAM’ın seçimli olağan genel kurulu bugün gerçekleşecek.

Ödül törenine katılan sanatçılar Haber7’ye özel açıklamalarda bulundu.

“FİLİSTİN’E ÖZGÜRLÜK”



Recep Ergül:
Dünyanın yüz doksan iki ülkesinde temsil edilen tek Türk kurumudur MESAM. Türkiye’de de 14 bin üyesiyle ilk ve en büyük müzik meslek birliğidir. 1986 yılından bugüne kadar, 37 yılda epey deneyim kazandı. Son iki buçuk yılda da bizim dönemimizde Avrupa standartlarını yakalayan bir fikri mülkiyet örgütü oldu. Gelirlerini yaklaşık 10 kat arttıran, üyesini çok mutlu eden bir MESAM var artık. Şu anda bütün Türkiye’de tanınan, bilinen ülkemizin göz bebeği, bir fikri mülkiyet ve her geçen gün daha da büyüyoruz.

Bunu lanetleyen, şiddetli bir protesto gösteren, tepki gösteren, tek meslek birliği. Çoluk çocuk, sivil halka yönelik bu katliamı lanetliyoruz. Filistin’e özgürlük diyoruz.

“DEVLETLER BİR OLUP ZULME DUR DEMELİ”



Latif Doğan
: Öncelikle şunu söyleyeyim mesela bizim gibi sanatçıların ve bestekârların yanında çok önemli bir kuruluş. 37. yılında olması, 17. Olağan Kurulunda olmam benim için büyük bir şeref. MESAM’lı olmaktan, burada bulunmaktan dolayı çok mutluyum. Sayın başkanım, başta Recep Bey olmak üzere ekibine çok teşekkür ediyorum.

NATO var, dünya liderleri var, büyükler var bunların sessiz kalmasına yüreğim çok acıyor. Çok üzülüyoruz. Yani bir sürü kadınlarımız, çocuklarımız, masum insanlarımız şuan orada. 18 binin üzerinde ölü var. Yani nefretle kınıyoruz ve bir an önce ya devletlerinin birlikte olup bu zulme bir dur demelerini istiyorum.  

“BÜTÜN DÜNYA İNSANLIKTAN ÇIKMIŞ”



Mustafa Keser:
Birinci planda en azından emek verenlerin hakkının korunması açısından iyi oldu tabii neredeyse herhalde kurulduğu tarihten bu yana biz de üyesiyiz. Herkes Emeğinin karşılığını alıyor.

Bütün dünya insanlıktan çıkmış. İşte en son Amerika Birleşik Devletleri’nin katliamı icazet vermesi yani. Veto hakkını kullandı. Katliam devam etsin diye. Yani sözün bittiği yer burası. Hükümet olarak da gereken tepkiyi koyuyoruz ama işte gücümüzün yettiği kadar.

“ÖLDÜRMEK KESİNLİKLE ÇÖZÜM DEĞİL”



Hülya Polat:
MESAM olmazsa olmaz bir kere. Müzisyenler içinde müzik camiası içinde sanatçıların varlıklarını sürdürebilmeleri için, eserlerimizin yüzyıllar sonrasında da kalabilmeleri için MESAM’a ihtiyacımız var.

Dünya yüzünde hiçbir şeyi şiddetle, hiçbir problemin ama şiddetle öldürerek çözülmeyeceğini savunuyorum. Her iki tarafından ne olursa olsun mazereti açıklaması ne olursa olsun kesinlikle bunun çözümü ölüm değil öldürmek değil. Hele hele küçücük bir çocukla çocuklarla, masumlarla, sivillerle böyle savaşmak bu akıl almıyor yani. Ben kabullenemiyorum. Bu insanlık suçudur.



Bora Gencer:
Ben şu son zamanlarda olan gelişmelerden son derece memnunum. Başkanımızı çok başarılı buluyorum. Bakalım başkan olarak yine devam edecek mi görevine? Başka birini mi seçecekler? Bilmiyorum ama güzel bir kan değişikliğiyle baya önemli sorunlara el attığını düşünüyorum kendi açımdan. 37.yıl güzel bir yıl. Hayırlı uğurlu olsun bu genel kurul. Birtakım yeni kararlar alınacak. Burada emek veren herkese hakkı neyse o şekilde dağılımlar olur diyorum. Adil olmak lazım her konuda. Ben de tam yönetimin adil olduğunu düşünüyorum.

Çok üzülüyorum çünkü yani bırakın biri, onu, yüzü, bini, on binlerce belki de daha fazla hatta insanın ölümünden katledildiğinden bahsediyoruz. Düşünün ki kendi çocuğumuzun bir tırnağına zarar gelse, dünyayı yıkarız. Dolayısıyla ben dünyada hiçbir şey için sivillerin, hatta askerlerin dâhil, yani hani böyle haksızlık olmadığı müddetçe ki inşallah yani dünya öyle bir hale evrilir. Ben şiddetin savaşlarına her zaman karşısında bir insanım.

“İSLAMİYET YA DA YAHUDİLİK MESELESİ DEĞİL”



İzzet Altınmeşe:
MESAM’ın  başında bulunan Recep olmak üzere ki muhakkak her insan kendine göre insan oluşturur. Dürüst güzel bir arkadaşımız olmasa bu arkadaşımız zaten dürüst arkadaşlar gelmez. Hepsi birbirinden değerli ve arkadaşlarımız ve çok iyi çalışıyorlar. Şimdiye kadar bana göre gelmiş geçmiş en büyük grup, en güzel grup. En iyi çalışan gruptur.

İnsanlık adına bakmak gerekiyor İslamiyet ya da Yahudilik meselesi değil. Yaptıkları bir faciadır. Bir nasıl anlatayım yani? Kıyımdır yani.

HERKESE TEPKİSİNİ DİLE GETİRME ÇAĞRISI



Murat Kekilli:
Müzik âlemini oluşturan arkadaşlarımız, dostlarımızın teliflerle alakalı şeyler ile buluşmaları geç oldu. Ama iyi ki var bu kuruluşlar. Bu kuruluşlar sayesinde hayatımızı daha rahat idame ettirebiliyoruz. Bir de bizim görmediğimiz binlerce, belki on bine yakın müzisyenin hayatı pamuk ipliğine bağlı. MESAM bu açıdan bakıldığında çok böyle önem arz ediyor.

Dünyanın kanayan yarası daha yeni 168 devlet bir araya geldi. Birleşmiş Milletler dediğimiz o devletler bir araya geliyor Bir tane devletin hakkından gelemiyor ve durduramıyor. Ve insani önceliklerimizi bir tarafa bırakamayız. Yani ne olursak olalım, statümüz ne olursa olsun. Önce insan olduğumuz gerçeğini unutamayız. Orada insani bir durum yaşanıyorken biz rahat uyku uyumamamız gerekiyor yani. Biraz empati yapmamız gerekiyor. Bu vicdani ve insani bir sorumluluk. Maalesef bu maalesef ben de şahit oluyorum, üzülüyorum. Bununla alakalı söyleyecek birkaç cümlesi herkesin vardır. Keşke içinde tutmasalar. Ben içinde tuttuklarına inanıyorum. İnşallah o daha fazlasını dayanamaz ve patlar diye düşünüyorum. Onlarca video düşüyor. Hep kahır yani. Başka bir şey değil. Yaşamaktan utanır hale geliyor insan yani. Nota yazamıyor. Bir şey yapamıyoruz. Elimiz kolumuz bağlı.

“DRAMLAR YÜREĞİMİZİ PARÇALIYOR”



Hakkı Bulut:
MESAM Müzik kuruluşu olarak  sanatçıların beste ve güftelerini kaynaklanan telif haklarını veren sosyal bir kurum olarak çok faydalı olması gereken bir yayın kuruluşudur. İlk üyelerinden biri benim. MESAM kurulurken ilk üye olan benim. O günden bugüne kadar geldik. Ama benim müzik burada 35 yıl yazıyor. Bu 37.ödül töreni ama ben 62 senedir sahnedeyim. İnşallah bir 50 sene daha devam edeceğim. Hiç müzikten kopmadım. Aynı hızla devam diyorum.

İnsan olarak bırakın insanları diğer bir canlının, bir bitkinin, bir ormanın yanması, bir hayvanın ezilmesi bile bana büyük ızdırap verirken insanların Filistin’deki yaşadıkları drama kayıtsız kalmak vicdansızlık olur. Yüreğimiz sızlar. Artık televizyondaki o acıları görmemek için bazen televizyonu kapatıyoruz ama dayanamıyoruz, yine açıyoruz. Asıl meselesi şu. Hem İsrail’i kötüleyen ama hem de İsrail’e yardım eden kuruluşlar vardır bu yüreğimizi sızlatıyor. Onun için harp Allah göstermesin çok zulümdür. Zulmün kaynağı da bitmez. Zulüm istedikçe işler. İnsanların acıma hisleri biter. İnsanların duyguları biter. İnsanların insanlığı biter. Çocuk kadın, kız, masum, engelli demeden önüne gelen her bireye kaldırılır. Ve ondan da zevk alır. Bu düşmanınla savaşmanın bir ıstırabıdır. Onun için sadece Filistin değil dünyanın her yerinde böyle dramlar yaşanır. Bu dramlar insan olarak bizi yüreğimizden parçalıyor.

KAYNAK: HABER7

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir