Stres Gerçekten Olumsuz Bir Şey mi?
9 mins read

Stres Gerçekten Olumsuz Bir Şey mi?

Selam Onedio Ailesi! 

Hemen çarpıcı bir şekilde konuya giriyorum; 

‘Stres sağlığınız için kötüdür.” çok basitleştirilmiş bir mesaj olabilir mi? 

Doğru düşünce yapısının içindeysek stres bizim için bir kötülük değil, bir enerji kaynağı olabilir.

Eğer stresten kaçıyorsanız, umursadığınız bir şeylerden kaçıyor olabilirsiniz. Stres tecrübesini olumsuz bir hale dönüştürmek yerine, buradan gelen kimyasal kokteyli dönüştürerek, müthiş bir motivasyon harcı yaratabiliyoruz. Bu harcı nereye ve nasıl yönlendirdiğimiz ise bu işin en değerli kısmı.

Şimdi, zihniyet nasıl değiştirilir, bunu konuşalım:

Bölümün tamamına bu linkten ulaşarak konunun detaylarını öğrenebilirsiniz.

Kendinize ve etrafınıza stresin kötü bir şey olmadığını ve bazen motivasyon dolu performansların anahtarını olduğunu söyleyerek başlayabilirsiniz. 

Dış kaynaklı olaylarla ilgili şunu sorabiliriz: “Ben bu stresli deneyimden ne öğrenebilirim?  Bunu nasıl çözebilirim? Veya nasıl kabul edebilirim?” 

Bilim diyor ki: Stresle ilgili pozitif zihniyete sahip olanların ve bunu bir enerji kaynağı olarak kullananların kortizol seviyeleri düşük çıkmıştır. Stresi sakinlikle karşılayıp onu düzeltmek veya çalışmak istediğiniz konuya doğru yönlendirin. Adrenalin dopaminden yapılır, stres bütün anabolik hormonları yükseltir, böylece nörolojik olarak stresin zararlı tarafını ortadan kaldırıp, büyümek ve gelişmek için onu yönlendirebilirsiniz. 

Şimdi; zihniyet dedik, buna düşünce yapısı olarak da tanımladık. Bu nasıl oluşuyor, bundan bahsedelim. 

Bizim zihniyetimizi oluşturan 4 temel olgu var:

1) Yetiştirilişimizden gelen kodlamalar.

2) Kültürümüz ve medya 

3) Etkili diğerleri ( Yani Arkadaşlarımız, Öğretmenlerimiz, Doktorlar, Ortaklar, Konu komşu) 

4) Bilinçli Seçimlerimiz (Bizler zihniyetimizi değiştirme yeteneğine sahibiniz.)

Yeni zihniyetleri öğretmenin ve öğrenmenin en kolay yolları:

1. Onlara sahip olduğunuzun farkında olun.

2. Bu zihniyet yararlı mı yoksa zararlı mı? Bir düşünüp karar verin. 

3. Farklı durumlar için daha yararlı olacak yeni zihniyetler arayın.

Şu cümle beni çok etkilemişti mesela: 

“Bir şey yapmak zorunda değilim ama bir şeyler yapmak istiyorum.”

Burada zorunluluk kalkıp da, gönüllülük esas olunca, bütün görüşüm değişmişti. 

Peki, zihniyetimiz fizyolojimizi ve biyolojimizi nasıl etkiler?

Düşünce yapılarımız ve temel inançlarımız, fizyolojimizin ve biyolojimizin strese, yiyeceklere, ilaçlara ve hayatın diğer yönlerine tepki verme biçimlerimizi şekillendirir. Bu zihniyetler beklentilerimizi, açıklamalarımızı ve hedeflerimizi değiştirebilir. Bunlar da sonuçta performansımızı ve refahımızı etkileme gücüne oldukça sahipler. Daha uyumlu zihniyetleri anlayıp benimseyerek daha az acı çekebilir ve hayatın her alanında daha iyi performans gösterebiliriz.

Stanford Üniversitesi’nde psikoloji profesörü ve Stanford Zihin ve Beden Laboratuvarı’nın kurucusu Dr. Alia Crum bu alanda önemli çalışmalar yürütüyor ve kendi hayatımıza uygulayabileceğimiz birçok eylemden bahsediyor.

Araştırmasının önemli bir örneği, gıdaların besin içeriği hakkındaki zihniyetin beynimizi ve vücudumuzu nasıl etkilediğidir ama genel olarak ‘Hayatın çeşitli alanlarına ilişkin düşünce yapılarımızı gözden geçirmeli ve daha faydalı temel inançları benimsemeye çalışmalıyız.’ diyor.

Daha iyi sağlık ve performans için stres arttırıcı bir zihniyet geliştirmek

Yapılan deneylerde stres artışıyla ilgili birkaç dakikalık kontrollü çalışmalar bile stresle ilişkili fizyolojik semptomlarda değişikliklere yol açtığını gösterdi. Bu bakış açısına sahip olanlar daha az; sırt ağrısı, kas gerginliği, uykusuzluk ve kalp çarpıntısı bildirdiler ve görevlerinde daha iyi performans gösterdiler. Çalışma, en büyük stres anlarında faydalı olabilecek, stresi artıran bir zihniyet geliştirmenin önemini vurguladı. Stresi artırıcı bir zihniyete sahip olmak, stres kaynağının iyi bir şey olduğu anlamına tabii ki gelmez, bunun yerine söylediğim olgu: Zorluk ve sıkıntı deneyimlerinin hayatımızdaki sonuçları iyileştirilmeye dair bir gücünün olduğu.

Stres arttırıcı bir zihniyetin motivasyon ve iyi olma hali üzerindeki etkisi

Stres arttırıcı bir zihniyete sahip olmak, strese yönelik motivasyonu değiştirebilir. Motivasyon derken: Korkuya kapılmak veya onu kontrol etmek yerine; ilişkileri derinleştirmek, hayatımızı iyileştirmek, önceliklerimizi belirlemek ve geleceğimiz için daha sağduyulu adımlar atmak olabilir. Stresli ve düşük motivasyonlu bir zihniyete sahip insanlar, stresin kötü olduğunu düşündükleri için iki uçtan birine gitme eğilimindedir. Zihniyetler, zihnin varsayılan ayarı olarak çalışır ve yetiştirilme tarzımız, halk sağlığı mesajları ve medya onları oldukça etkiler. Zihniyet, bilinç ve bilinçaltı süreçler arasında bir portal görevi görebilir. Bunu doğru kullanmamız gerekir.

Sağlıklı besinler üzerine anlatıyı değiştirmek

Sağlıklı yiyecekler medyada nadiren olumlu bir şekilde tasvir edilir ve bunları tanımlamak için genellikle yoksunluk duygusu uyandıran bir dil kullanılır. Bu tür mesajlar, sağlıklı gıdaların yenmesinin daha az tutkulu bir şey olduğunu inandırmaları gibi garip bir zihniyet yaratır. Kültürü, sağlıklı beslenme etrafında değiştirmek için içerik üreticilerinin sağlıklı yiyecekleri daha çekici bir şekilde sergilemesine ihtiyacımız var. Sağlıklı gıdalardan da benzer düzeyde zevk almak mümkündür ve bu konuda daha olumlu yaklaşımlarla, hoşgörülü bir zihniyete ihtiyaç vardır. İnsanların sağlıklı yiyecekler hakkında nasıl konuştuklarına daha dikkat etmeleri gerekir.

Tıbbi tedavi sonuçlarını iyileştirmede zihniyetin gücü

Zihniyeti değiştirmek ve olumlu tutumları aşılamak, tıbbi tedavilerin deneyimini ve sonuçlarını iyileştirebilir. Yan etkilere basitçe katlanmak yerine, onları vücudun güçlendiğine dair olumlu sinyaller olarak yeniden çerçevelemek kaygıyı azaltabilir ve tedavi sonuçlarını iyileştirebilir. Zihniyetlerin gücü, fizyolojik değişikliklere yol açan mekanizmaları anlamak ve manipüle etmek de yatar. Tıbbın geleceği, tedavilerden maksimum faydayı elde etmek için zihniyetleri ve davranışları harmanlamakta yatıyor. Kaygıya neden olan durumlar, olumlu tutumlar ve çevrede ki mekanizmalara dikkat edilerek hafifletilebilir. Doğru zihniyetle, kişi kendini olumlu etkileyerek ilaçların veya sağlıklı besinlerin etkinliğini artırabilir. Zihniyete odaklanarak, sadece tedavilerin etkinliğini değil, aynı zamanda deneyimlerini de iyileştirebiliriz.

Evet, bugünü tamamlarken teşekkür etmek istediğim bir isim var: Dr. Alia Crum.

Kendisi zihniyetlerin önemini anlamımıza araştırmalarıyla yardımcı olan bir profesör, klinik psikolog, araştırmacı ve sağlam bir sporcunun eşsiz bir bileşimidir. Aynı zamanda Stanford Üniversitesi Beden ve Zihin Laboratuvarının kurucusudur. Zihniyetimizin önemli olduğuna ve potansiyelimizin sınırsız olduğuna beni ve dolayısıyla sizi inandırdı. Kişisel deneyimleri, insan beyninin gücünü ve beynin kendini iyileştirme kabiliyetlerini nasıl kullanılabileceğimizi kavramamıza yardımcı oldu. Zihin-beden bağlantımızın ne kadar önemli olduğunu bilimsel olarak inceledik ve anladık. İnsanları, beyinlerini daha iyi anlamaya, potansiyellerini daha verimli kullanmaya hep beraber teşvik edebiliriz. 

Bugünlük bu kadar ? Kendinize iyi bakın. 

Bizi her yerden takip edip, bildirimleri açmayı unutmayın.

Hoşça kalın. Sonsuz Sevgiler!

YouTube

Instagram

X

Tiktok

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir